Blog yazmaya başlarken, buranın Trabzonspor'la ilgili olmasını düşünmüştüm. Ancak sporla ilgili başka konularda da söyleyecek o kadar çok şey var ki, bahsetmeden geçemeyeceğim.
Bugün sabah gazeteye bakarken dikkatimi çeken haber : Tanya'nın Dizi Döndü .
Böyle bir haber başlığını görünce Tanya'nın çok önemli bir sporcu olduğunu ve hepimizin tanıması gereken biri olduğunu düşünürsünüz. Kim olduğunu tanımadığım için - bilmemek değil, öğrenmemek ayıp sonuçta - haberin detayını okudum.
Tanya Sabkova, Bayanlar Voleybol 1. Ligi'nde yer alan Beşiktaş takımının bir oyuncusu. Haber, Tanya'nın kim olduğundan ziyade yaşananlarla alakalı.
Maç sırasında dizi dönen sporcuya müdahale edecek doktor, onu saha kenarına, soyunma odasına götürecek sedye, hastaneye götürecek ambulans yok !
Haber bu !
Dizi dönen oyuncuyu soyunma odasına arkadaşları taşımış !
Bu olay, adı profesyonel bir ligimizde oluyor ! Amatör liglerdeki durumumuzu siz hesap edin.
Voleybol Federasyonu'nun maçlardan önce bu tür sorumlulukları kontrol eden bir görevlisi yok mudur? Federasyonun görevlisi yoksa, hakemler takım doktoru, sedye gibi temel sağlık ihtiyaçlarını kontrol etmezler mi? Etmezlerse bu maçlar nasıl oynanıyor ?
Diz dönmesi ile ucuz atlatılmış. Ya o anda hayati tehlikesi olan ve müdahale edilmesi gereken bir durum olsaydı ? 112'den ambulans çağırıp gelmesi mi beklenecekti?
Gazetelerde görüp, bir çoğumuzun iki satırını okuyup geçeceğimiz bir haber olmasına rağmen, spora bakışımızı çok güzel gözler önüne seren bir durum bu.
Adı profesyonel(!) bir ligimizde düşülen duruma bakın !
Bundan sadece federasyonu sorumlu tutup, takımları ve oyuncuları işin dışında tutmak da olmaz bence. Durumu farketmeyen, kontrol etmeyen kulüpler ve onların yöneticileri de aynı şekilde sorumludur. Doktor, sedye olmadan o maça çıkan oyuncular da.
Kafa bu kafa da, neyin kafası? Cehaletin mi, vurdumduymazlığın mı?
Ondan sonra Milli Takım niye Romanya'ya yenildi, Macaristan'dan fark yedi?
Ne alakası var demeyin. Bakın 1. Voleybol Ligimizde yaşanıyor bu olay. Profesyonel liglere, kulüplere nerden sporcu yetişecek ? Amatör liglerden olması gerekir değil mi? E, bu kafayla nasıl yetişecek? Daha en önemli önlemlerden birini almıyoruz.
Demek ki, gelişi güzel oluyor herşey. Başıboş bırakıyoruz ortalığı. Abisi, dayısı olan bir yere geliyor. Ne yiyebilirim diye bakıyor. Yediğini yiyor. Yiyemediğini nasıl yerimin planını yapıyor. Sporcular da kendi hallerinde ne olurlarsa oluyorlar. Pek kimsenin de taktığı falan yok bu durumda. Profesyonel ligimizde yaşananlara bakınca, amatörlerde neler oluyordur ki ?
Hepimizin vardır çevresinde, çok yetenekli olup, amatör ligde futbol oynayan, başlayan ama daha sonra bir sakatlık yüzünden, bırakmak zorunda olan. Halbuki bacağı kırılan bir oyuncu bile 6 ay sonra sahalara dönebiliyor.
Sadece sağlık kısmı mı peki, diğer kısımlar doğru mu? Arda'nın yıllar önce söylediği bir söz vardı " 4-4-2'nin ne olduğunu milli takımda öğrendim" diye. Hatırlar mısınız bilmem. Çok net olarak altyapıların, durumunu ortaya koymuyor mu?
Buradan bakınca, olimpiyatlarda neden başarılı olamadığımızın, ata sporumuzda neden eski başarıları aradığımızın, halterde döküldüğümüzün, en popüler spor dalımız futboldaki sürekli geriye gidişimizin ne kadar doğal olduğunu görmek için uzman olmaya gerek var mı?
Bence yok.
Söylenecek daha çok şey olmasına rağmen, sözü daha fazla uzatmaya gerek olmadığı gibi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder