3 Aralık 2012 Pazartesi

14. Hafta Gençlerbirliği - Trabzonspor

"Baba, bu kırmızı siyah spor hangi spor? "

" Gençlerbirliği babacım "

"Hmmm. 4 gol atarız di mi?"

" İnşallah "

Maça başlarken 6 yaşındaki kızımla yaptığımız konuşma :)

Bundan sonra tüm maçların başında  " Kaç gol atarız ? " diye kızıma soracağım.

Oyun olarak bakınca, 4-0'lık bir oyun yoktu aslında. Ama eminim yarın ki yorumların çoğunda skor yazarlarımız Trabzonspor'a methiyeler düzecekler.

Kötü müydü Trabzonspor ? Hayır tabi ki değildi.

4-0'lık skoru hak edecek kadar iyi miydi? O da değildi.

Maçın başında birbirini tartıp, fiziksel olarak üstünlük kurmaya çalışan iki takım vardı. Dengeyi 4. dakikada gelen korner golü bozdu. Sadece skor olarak. Oyun olarak pek birşey değişmedi.

Topu ayağında tutup, pas yapan bir Trabzonspor gördük. Paslar sürekli yana ve geriye olunca oyunda bir gelişme olmadı. Gençlerbirliği de topu aldığında dağınık bir şekilde hücuma çıkınca etkili olamadılar.

18. dakikadaki kırmızı kartla, oyun olarak denge bozulur diye düşündük. Ama olmadı. Yine yanlara ve geriye paslarla zaman geçirdi Trabzonspor. Gençler de geride iyi  kapanıp alan bırakmayınca kısır bir maç seyrettik ilk yarı. Trabzonspor'un ilk yarıdaki tek organize atağında gol geldi. Maç da Trabzonspor adına kolaylaştı.

" Baba, bizim sporun karşısındaki sporun adı neydi?"
" Gençlerbirliği babacım "
" Gençlikbirliği Trabzonspor'a ayıp yaptı di mi babacım? Yapmaması gerekir di mi?"
Bizim kızın kırmızı kart yorumu.

Böyle bir skordan sonra belki söylenmez ama ben Colman'a uzun zamandır taktım arkadaş. Gole kadar iki güzel atağa çıkardı bizi. Sonra 4. dakika itibari ile durdu. Her topu yana ve geriye. Sen Trabzon'u atağa çıkaracak adamsın kardeşim ! Tam tersine köstek oldun takıma. Şenol Hoca'da aldı seni yarıda tabi. Ama bu maç değil ki sadece. Faydalı olduğun maçlar çok gerilerde kaldı. Kendini toparlayacağından ümidi kestim artık. Colman'la ilgili yorumlara bakınca ben futboldan anlamıyorum diye düşünüyorum. Gerçi anlıyorum diye bir iddiam da yok zaten. Gördüklerimi anlatıyorum.

"Genişbirliği, sıfır di mi hala? Niye düştü o spor? Trabzonspor yardım etmese kalkamazdı di mi?

İkinci yarıda da pek bir değişiklik olmadı oyunda.  57. dakikada 3. gol geldi.

Birinci gol, kornerden....

İkinci gol, 43. dakikada Trabzonspor'un tek organize atağından...

Üçüncü gol, serbest vuruştan...

" Babacım Güçlükbirliği, iyi takım ama di mi?"

3. golle beraber Gençlerbirliği de uyandı. Herhalde yeter artık diyip, sağlı sollu kanatları kullanarak Trabzon'un üstüne gelmeye başladı. 10 kişi ile maç 3-0 olmadan böyle oynasaydı Gençler, maça ortak olabilirdi. Tabi Trabzonspor'un 3-0'la beraber maç bitti diye düşünerek geriye çekilmesini de buna en büyük sebeplerden biri.

" Baba Güçlerbirliği, hala sıfır.  Bizim kalecimiz çok iyi di mi?"
" Evet babacım adı Onur."
" Öbürsporun kalecisinin adı ne?"
" Ramazan."
" Ramazan kötü kaleci mi? "
" Hayır babacım bugün şanssız"

Yasin'in şık golü ile maçın skoru da belli oldu. Gençler iyice oyundan düştü ve Trabzonspor arka arkaya ataklar geliştirmeye çalıştı.

Sıkıcı, beni uyutmak üzere olan oyun en azından biraz hareket kazandı.

"4-0'dan memnun olmayacaksan neden olacaksın be adam?"  diyebilirsiniz. Ben Trabzonspor'un heyecan yaratan bir oyun oynamasını, dalga dalga rakibi bunaltıp, nefes aldırmayıp, boğmasını bekliyorum. Bunları yaptığı zaman kazanması şart değil. Ruhu yakalaması, oyunu oynaması önemli. Benim için oyun, risksiz ve hareketsiz oynayıp, yana, geriye paslarla top çevirmek değil. Bu tip oyunu Trabzonspor'a yakıştıramıyorum. Olay bu.

Yoksa 4-0'lık galibiyet tabi ki memnun etti.

İlk gole kadar, takımını isteği de iyiydi. Önde basmaya çalıştılar ve genelde oyuna hakim olabildiler. Bunda 4-6-0 gibi bir dizilişle sahaya çıkmanın da etkisi vardı. Sahada tipik bir santrafor olmasa da Halil ve Henrique ile pozisyona göre tek veya çift forvetli bir dizilişe geçebilen esnek ve çok yönlü bir takım vardı sahada. 4. dakikada gol, 18. dakikada kırmızı kart gelmese muhtemelen daha zevkli bir maç izleyebilecektik. Bundan dolayı memnun olamıyorum Trabzonspor'dan. Potansiyeli görebiliyorum çünkü.

Yazıyı yine kızımın yorumu ile bitireyim : " Babacım, keşke Eskispor'u da yenseydik di mi?"
Baban yesin seni !


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder